Günümüzde erkeklerin kadınlara bir çiçek verip kutladığı, birçok
anlamlı gün gibi bugünü de kapitalizmin vitrinine
süs yaptığımız 8 mart aslında neydi? Merak ediyorsan yazımın devamını okumalısın.
Hadi birlikte öğrenelim!
NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Takvimler 8 Mart 1857.Amerika’nın New York kentinde normal
bir sabahtı belki de. Daha iyi çalışma koşulları isteyen dokuma işçilerinin, bir
tekstil fabrikasında greve başlamasıyla, puslu ve gri bir hava kendini belli
etmeye başlamıştı. Greve tam 40.000 işçi katıldı. Büyük bir ses yankılanıyordu.
Hakları için seslerini çıkartmak, daha insani şartlarda çalışmak için bir
olmuşlardı. Polis bu yüksek sesi kesmek istiyordu.
Zapt etmekte güçlük çekince, işçilere saldırmaya başladılar. İşçiler o kadar kendinden emin olacaklar ki bu saldırı bile onları durdurmadı. Ama polislerinde durmaya niyetleri yoktu. Bu kez işçileri fabrikaya kilitlediler. İşte sonrasında birbiri ardına gelişen acı verici olaylar bugünün varlığına sebep oldu. Kilitli kalan işçilerin bulunduğu yerin arkasında yangın çıktı. Fabrika önüne koyulan bariyerlerden geçemeyen 120 kadın yanarak can verdi. Cenazelerine 10.000 kişi katıldı. Ülke yasa boğuldu.
BUGÜNÜN İLANI
1910 tarihinde Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderleri 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın ("International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü’’) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1917 Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in önerisiyle 1921'de Moskova'da gerçekleştirildi.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti.
Aslına bakacak olursak, 8 Mart; erkeklerin kadınları mutlu etmelerine aracı olan bir gün değil, emek veren, hakkını arayan 120 kadının günüdür. Elbette ki kadınlar çok değerlidir. Dünya da kadın cinayetleri kol geziyorken bugün mü senin derdin oldu demeyin. İçinde kadına değer veren, kadını destekleyen, ona alan tanıyan, kendini özgürce keşfetmesine yardımcı olan her şeyin gönülden destekçisiyim. Ama artık bugünü, mutlu edilmeyi beklemek yerine o 120 kadından ilham alıp, hayatta hakkımız olanı istemekten, sesimizi korkusuzca çıkartmaktan, ne olursa olsun mücadele edip en neşelisinden bol kahkaha atmaktan yana kullanalım mı? Babamız, kardeşimiz veya eşimiz bize çiçek vermese de olur. Kendi çiçek bahçemizi içimizdeki güçle beraber biz ekelim mi?
Umarım şifa olur. İyi okumalar.
Yorum Gönder